Milliyet – 23 Nisan 2004

M23-Nisan-2004-BKAÇAK YAPI “NORMAL YAPI” OLDU…

Özellikle yerel yönetim seçimlerinden önce her seçim döneminde ülkemizdeki kaçak yapılaşma artardı. Bu seçim döneminde olmadık boyutlara ulaştı. Nedeni basit, “İmar affı” beklentisi. Çünkü birkaç yıldan bu yana imar affı konusu gündemi yine işgal etmekte.

İç göçün başladığı yıllar olan 1950’den bu yana geçen 54 yıl içinde benim bildiğim 17 imar affı çıktı. Buna irili ufaklı imar aflarını da ilave edersek sayı daha da artabilir, bu haliyle bile ortalama 3 yılda bir imar affı gerçekleştiren yeryüzündeki belki de tek ülkeyiz. Seçim dönemlerinde göz yumulan kaçak yapılaşma, imar aflarıyla bu kadar kolay yasallaştırılırsa, ülkemizdeki konutların yüzde 70’i elbette kaçak olur. Kaçak, adı üstünde, elektrik kaçağı, su kaçağı dediğimizde bir miktar sızıntı olduğunu, sıra dışı bir durum olduğunu, gitmesi gereken nokta yerine, bir miktar başka yerlere gidiyor anlamına gelir; meseleyi böyle anlarsınız. Kaçak dediğimiz olgu yüzde 70’lerde ise, o zaman tersine bir durum vardır. Su ya da elektrik gitmesi gereken nokta yerine başka yere gidiyor demektir. Ülkemizde kaçak yapılaşmanın durumu bu. Yüzde 30 yasal konut, yüzde 70 kaçak konut.Yani bunun adına artık kaçak diyemeyiz. Kaçak konut yapmak sıradan hale gelmiş demektir.

Ortada bir kaçakçılık olayı varsa hırsızlık var demektir. Hırsız dediğimizde sadece para ya da eşya çalanlar akla gelmesin. Havayı, suyu, yeşil alanı, özgürlükleri çalmak da bir hırsızlıktır. Bu hırsızlığı yapanlar bellidir. Kaçak olarak bir konutu üreten, yapılaşma sınırlarının üzerine çıkarak yapı yapan kişiler de birer hırsızdır. Onlar da o kentte, o mahallede, o sokakta oturanların havasını, yeşil alanını, suyunu çalıyor demektir. Üstelik de bunu yaparken haksız kazanç elde ediyorlar. Peki bunu kim yapıyor? O yapıyı yapan. Kimin malını çalıyor? O kentte oturanların. Buna kim göz yumuyor? Başta Belediyeler olmak üzere yerel yöneticiler. Demek ki belediyeler bu hırsızlara göz yumuyor, yani bir yandan hırsızlık yapana göz yumuyor, diğer yandan da görevlerini kötüye kullanıyor, görevlerini ihmal ediyorlar. O kenti kendine yönetmek üzere emanet eden seçmenlerine de ihanet ediyorlar.

İstanbul nüfusu 10 milyonu aşan dünyanın 10 büyük ve önemli metropollerinden biri. Arsa ve arazi fiyatları da doğal olarak çok yüksek. Bazı ilçelerde ise dünyada eşi benzeri olmadık boyutlarda.

Örneğin K.çekmece gölü ve etrafına bir bakalım. İki metropol ilçe olan Küçükçekmece ve Avcılar Belediyesine sınır Küçükçekmece gölü, dünyanın sayılı güzellikteki göllerinden biridir. Ve metropol sınırları içinde olması nedeniyle de metropol bir kent için büyük bir şanstır. Ancak etrafındaki yapılaşmanın bozukluğu, çarpıklığı karşısında mezbele bir görüntü haline gelmiştir. Şehrin içinde dünyanın en güzel göllerinden birine bakan binlerce gecekondu ve kaçak yapılar ve bütün bu olanlara seyirci kalan, göz yuman yerel yöneticiler. Bunun adı ülkeye ihanettir.

Dönelim İstanbul’un Bakırköy ilçesine, dünyanın en pahalı semtlerinden olan Yeşilköy, Yeşilyurt, ve özellikle Florya, konut fiyatları, ki milyon dolarlarla ifade edilmekte olan semtlerdir, tam bir kaçak yapılaşma cenneti haline geldi. İki kat imar izni olan binalar altıncı, yedinci. katlarını yapıyorlar, üstelik öylesine yapıyorlar ki ortaya ucube, garip binalar çıkıyor. Ülkemizin dünyaya açılan penceresi Bakırköy Belediye sınırları içindeki rezalet artık son perdelerini oynuyor. Milyon dolarlara ev satılan kaçak yapı cenneti. Milyon dolara İsveç, Norveç gibi ülkelerde her biri 500 – 600 m² olan bahçe içinde 4 tane malikane satın almak mümkündür. Bizim Floryamızda milyon dolara kaçak apartman dairesi. Bu kaçak evi yapan var, bu kaçak evi alan var, bu olanlara göz yuman, seyreden var. Bu ilçelerdeki arsa ve konut değerleri çok yüksek diye, bu ilçelerden örnek verdim. Türkiye’nin genel yapılaşma düzeni de aşağı yukarı bu durumdadır.

Başta Belediye Başkanları olmak üzere Kaymakamın ve Valilerin görevlerinin en başında kamu düzenini sağlamak gelir. Ama bizim ülkemizde kaçak konutların boyutu yüzde 70’lere gelip dayandıysa burada ciddi bir yolsuzluk vardır. Bunun başka da bir izahı yoktur.